Zamanın Değeri!
Ömer Aşıcı
Zaman su gibi akıp gidiyor...
O yüzden zamanı doğru ve yerinde kullanmak; aslında hayatın da özeti.
Ne gariptir ki, insan buna karşın hayatının dörtte üçünü yapamayacağı şeyleri istemekle geçiriyor ve zamanını da boşa tüketiyor.
Şu da söylenebilir:
Tecrübelerimizle biliyoruz ki, kimse tecrübeden ders almıyor!
O yüzden en önemli hayat kaynağı olan zamanı çoğunluk bozuk para gibi harcayıp, har vurup harman savuruyoruz.
“Zamanın olumlu kullanımı” konusundaki bir okul söyleşisinde, konunun uzmanı olan hoca öğrencilerine dönüp sormuş:
“Bir küçük sınav yapalım mı?”
Sonra masanın üzerine kocaman bir kavanoz koymuş. Arkasından da bir torbadan irice kaya parçaları çıkarmış ve dikkatlice üst üste koyarak kavanozun içine yerleştirmiş.
Kavanozda taş parçaları için yer kalmayınca sormuş:
“Kavanoz doldu mu?”
Sınıftakilerin hepsi “Evet doldu!” yanıtın vermiş.
“Demek doldu ha!” demiş öğretmen.
Hemen eğilip bir kova küçük çakıl taşı çıkartmış, kavanozun tepesine dökmüş. Kavanozu eline alıp sallamış, küçük parçalar büyük taşların sağına soluna yerleşmişler. Hoca öğrencilerine yeniden sormuş:
“Kavanoz doldu mu?”
İşin sanıldığı kadar basit olmadığını fark eden öğrenciler yanıt vermiş:
“Hayır, tam da dolmuş sayılmaz.”
“Aferin” demiş hoca ve bu kez masanın altından bir kova dolusu kum çıkartmış. Kumu kaya parçaları ve küçük taşlar arasındaki bölgeler tümüyle doluncaya kadar kavanoza dökmüş. Sonra tekrar sormuş:
“Kavanoz doldu mu?”
“Hayır dolmadı!” diye bağırmış öğrenciler.
Yine ”Aferin” demiş hoca.
Sonra bir sürahi su çıkarıp kavanozun içine dökmeye başlamış ve sormuş:
“Bu gördüklerinizden nasıl bir ders çıkardınız?”
Bir öğrenci hemen ayağa fırlamış:
“Şu dersi çıkardık. Günlük iş programınız ne kadar dolu olursa olsun, her zaman yeni işler için zaman bulabilirsiniz!..”
“Hayır” demiş hoca. Çıkartılması gereken asıl ders şu:
“Eğer büyük taş parçalarını önceden kavanoza koymazsanız, daha sonra asla koyamazsınız!..”
Ve arkasından da herkesin kendinde sorması gereken soruyu sormuş:
“Hayatınızdaki büyük taş parçaları hangileri? Onları ilk iş olarak kavanoza koyuyor musunuz, yoksa kavanozu kumlarla ve suyla doldurup büyük parçaları dışarıda mı bırakıyorsunuz?
İnsanın kendisine sıkça soracağı ve yanıtını yine kendisinin vereceği, sıkı bir hayat bilgisi sorusu da sanırım bu olmalı..,.
O yüzden zamanı doğru ve yerinde kullanmak; aslında hayatın da özeti.
Ne gariptir ki, insan buna karşın hayatının dörtte üçünü yapamayacağı şeyleri istemekle geçiriyor ve zamanını da boşa tüketiyor.
Şu da söylenebilir:
Tecrübelerimizle biliyoruz ki, kimse tecrübeden ders almıyor!
O yüzden en önemli hayat kaynağı olan zamanı çoğunluk bozuk para gibi harcayıp, har vurup harman savuruyoruz.
“Zamanın olumlu kullanımı” konusundaki bir okul söyleşisinde, konunun uzmanı olan hoca öğrencilerine dönüp sormuş:
“Bir küçük sınav yapalım mı?”
Sonra masanın üzerine kocaman bir kavanoz koymuş. Arkasından da bir torbadan irice kaya parçaları çıkarmış ve dikkatlice üst üste koyarak kavanozun içine yerleştirmiş.
Kavanozda taş parçaları için yer kalmayınca sormuş:
“Kavanoz doldu mu?”
Sınıftakilerin hepsi “Evet doldu!” yanıtın vermiş.
“Demek doldu ha!” demiş öğretmen.
Hemen eğilip bir kova küçük çakıl taşı çıkartmış, kavanozun tepesine dökmüş. Kavanozu eline alıp sallamış, küçük parçalar büyük taşların sağına soluna yerleşmişler. Hoca öğrencilerine yeniden sormuş:
“Kavanoz doldu mu?”
İşin sanıldığı kadar basit olmadığını fark eden öğrenciler yanıt vermiş:
“Hayır, tam da dolmuş sayılmaz.”
“Aferin” demiş hoca ve bu kez masanın altından bir kova dolusu kum çıkartmış. Kumu kaya parçaları ve küçük taşlar arasındaki bölgeler tümüyle doluncaya kadar kavanoza dökmüş. Sonra tekrar sormuş:
“Kavanoz doldu mu?”
“Hayır dolmadı!” diye bağırmış öğrenciler.
Yine ”Aferin” demiş hoca.
Sonra bir sürahi su çıkarıp kavanozun içine dökmeye başlamış ve sormuş:
“Bu gördüklerinizden nasıl bir ders çıkardınız?”
Bir öğrenci hemen ayağa fırlamış:
“Şu dersi çıkardık. Günlük iş programınız ne kadar dolu olursa olsun, her zaman yeni işler için zaman bulabilirsiniz!..”
“Hayır” demiş hoca. Çıkartılması gereken asıl ders şu:
“Eğer büyük taş parçalarını önceden kavanoza koymazsanız, daha sonra asla koyamazsınız!..”
Ve arkasından da herkesin kendinde sorması gereken soruyu sormuş:
“Hayatınızdaki büyük taş parçaları hangileri? Onları ilk iş olarak kavanoza koyuyor musunuz, yoksa kavanozu kumlarla ve suyla doldurup büyük parçaları dışarıda mı bırakıyorsunuz?
İnsanın kendisine sıkça soracağı ve yanıtını yine kendisinin vereceği, sıkı bir hayat bilgisi sorusu da sanırım bu olmalı..,.
